Bu sorunun cevaplarını arıyordum, sana anlatmak için. Sen sordun sandım, yanlış mı anladım? Yanılmışım. Koyduğum tarihler vardı, hikayeme bir son yazmak için. Yazmak için bir kalem bir de kağıt gerek derler. Hayal et, gerisi gelir. Geldi gerisi, yokmuş ötesi. Düğümlendi boğazım resmini görünce. Kağıda yazsam yırtar atardım. Olmadı, yapamadım. İki film seyrettim bu gece hiç birine ağlamadım. Seni düşündüm, bir iki şarkı dinledim. Sonra seninle konuşmadım. Ve yine konuşamayacağımı anladım. Uzun lafın kısası. Yine yanıldım. Ama olmaz ki böyle. Daha ne istediğimi bile bilmiyorsun. Belki dedim avuttum. Sonra dedim bekledim. Sonra yine bekledim. Sonra da hiç bir şey değişmedi işte. Ne istiyorum peki daha ?
Ne istiyorum biliyor musun? Atlayıp geliyim sizin oraya, hadi diyeyim sana, gel. Sen de düşünmeden gelsen benimle. Sarhoş olup saatlerce bakmak var ya gözlerine, sevmezsin ki içkiyi. Çay içeriz biz de denize kadar gelince. Deniz demişken biraz hayal kurarız seninle. Ortak limanları da vardır hayallerimizin. Hepsini sıraya koysak birlikte. "İçermiyiz bir bardak daha?" diye sorsan bana. "Üşüdün mü?" derken tutsam elini. Bir şarkı takılsa ağzımıza, bağıra bağıra söylesek kayalıklarda. Bazen hiç bir şey yapmamak için buluşsak, bir gölge buluruz, şarkılardan fal tutarız seninle. Yazıp yazıp silmemek istiyorum aklımdan geçenleri. Hesabı kitabı bırakıp elimden, her şeyi yazmak, her şiiri okumak, her şarkıyı söylemek içimden geldiğince. Evet haklısın hiç bir sorun yok mutsuz olmak için. Sen uyuyorsun şimdi, ve ben bu gece de seni düşünüyorum. Ve sen ''okuma'' diye yine bir şeyler ''saçmalıyorum''.