Erkenden uyandım. Küçücük odamda pencereyi açınca soğuk, temiz hava hızlıca yer değiştirdi içerdeki karbondioksit yoğunluğu ile. İşte o an anladım. Bugün Ona uyandım.
Klavyenin tuşlarına rastgele basmam ile açılan ekranda dün geceden kalma youtube sayfası beni bekliyordu. Play'e bastım başladı.
Çok özlemiştim bende, ama susmayı beceremiyorum işte. Neyse, hani olur da dili sürçer, ne biliyim bir kaza olur yada mecbur kalır, bir bakmışsın beni özler (burda biraz saçmalamış olabilirim) filan diye erkenden başladım çalışmaya. İşleri hemen bitirmeliydim ki hazırlanacak bolca vakit kalsın. Bu arada hazırlamam gereken basit bir animasyon var ama, nasıl bir şey yapıcağıma dair ne bir fikrim var, ne de bir brief vardı elimde. Neyseki bir kalıp oturttuktan sonra, otomatiğe bağladım hayaller kurarak ve birkaç kez daha play'e basarak çalışmaya başladım.
Elin kolun durmuyor çocuk! Diye kızıyorum şu anda. Kızarım tabi dile kolay, içim acıyor dinlemiyorum kendimi. Dün belki demişti yarına, yarın artık bugün deyip; mesaj atıyorum. Saatlerce susuyoruz karşılıklı ben kendime sövüyorum. Sonra mı ? Birkaç yüz kez daha play'e basıyorum işte. Aynı şarkı bir daha, bir daha, yemin ediyorum '' Benim için değil, yemin ederim değil. Başka bir konu var...''
İnsan düşünmüyor değil, üzülmüyor değil ama benim de hatam var. Gel, benim için değil, yemin ederim değil. Başka bir konu var.
İçim sıkılıyor halen. Bunu okursa diye düşünüyorum bir an ayıp mı olur ? Canı mı sıkılır ? Ben çok sıkılıyorum zaten, yaptığım en büyük kötülük bu olsun benden ona. Benim gözümden ''dinlesin'' bu şarkıyı diye, son kez play'e basıp yazıyorum.
Çok uzattım, ben yine dostlarla olurum bu gece. Ama yalnız olmayanlar için Bronx Pi Sahnesi'ne gidin filan yani bu gece (10 Ocak 2015) Yüzyüzeyken Konuşuruz 00:30 gibi çıkar. Ondan önce de Adamlar var. Öptüm.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder